Haberler

Deprem riski yeni İstanbul için bir şans olabilir

Tarih: 21 Ağustos 2006 Kaynak: Referans Yazan: Selma Şenol
İstanbul'un geçmiş deprem deneyimlerinden ciddi bir tecrübe çıkarmadığına inanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, beklenen büyük depremin kentin yenilenmesi için büyük bir şans olduğunu söyledi. Topbaş, 'Binlerce insanımızın hayatını tehdit eden deprem karşısında hem kenti yenileyip daha modern, kaliteli ve güzel bir kent elde edeceğiz hem de o riskten kurtulacağız' dedi.

İstanbul'da hem ulaşım sorununu çözmeye yönelik yol, tünel, kavşak inşaatları neredeyse gündelik hayatı aksatacak bir hızla dört bir yandan devam ederken hem de beklenen büyük deprem öncesi bazı ilçelerde kentsel dönüşüm gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Ancak vatandaşların bazen kaderci bazen çıkarcı anlayışlarından şikâyet eden ilçe belediyeleri kentsel dönüşümde sorunlar yaşıyor. Böyle olunca 17 Ağustos Marmara depreminin yıldönümünün hemen ardından bir araya geldiğimiz, kentsel dönüşüm projesinin ana yöneticisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'la sohbetimizin ağırlıklı konusunu deprem hazırlıkları oluşturuyor.

İstanbul çok konuşulan depreme hazır mı?

Kaç şiddetindeki depreme, hangi boyuttaki afete göre bunu soruyorsunuz? Bugün Japonya'ya bakıyorsunuz 9 şiddetindeki depreme hazır. Ama bu sürece girinceye kadar ciddi bir deneyim elde etmiş ve reflekslerini ona göre geliştirmişler. İstanbul ise geçirdiği deprem deneyimlerinden ciddi bir tecrübe almamış. Ama 1999 depremi Marmara Bölgesi'nde yeni bir bakış açısı getirdi. Deprem kuşağındaki bir kentin 1998'e kadar yapılan yapılarındaki statik verileri ikinci derecedeki deprem kuşağında geçerli değerler alınarak yapılmış statiklerdi. 1998'den sonra ise şehrin 1. derecede deprem kuşağında olduğu kabul edildi.

Yani 1998 öncesi yapıların statiği kaç şiddetindeki depreme göre hazırlanmış?

7-8 şiddetindeki depreme göre hazırlıklarını yapmışlar ama ikinci derece olduğu için verileri ona göre almışlar. 2. derece deprem kuşağı olan bir yapıda şartname diyor ki, bir kolonun dar kenarı 25 cm'den az, kiriş tabanı da 15 cm'den az olamaz, statiğinizi ona göre yapın. 1. derece deprem kuşağında olan bölgede ise kolonun dar kenarı 35, kiriş tabanı 25 cm'den az olamaz. Doğal afetlerde doğru yerlerde doğru yapıları yapabilmek için zeminin basınca dayanıklılığını, yapısını bilmelisiniz. Ama İstanbul'un jeolojik haritaları yok ki elinizde, bilmiyorsunuz.

Hâlâ bilmiyor muyuz?

Şu anda biz İstanbul'un tamamının jeolojik haritalarını çıkardık. Artık biliyoruz ki şu bölgelerde zemin durumu budur, yapı yaparken ona göre yapmak gerekir. Bataklığa da bina yapılır ama 40-50 metre dipteki derinliği, sağlam zemini bulmak koşuluyla. Yoksa siz bataklığa çok sağlam bir yapıyı koysanız yan gelip yatabilir. Çok sağlam zemindeki yapının da sistemini iyi kurmadığınız zaman çatır çatır gider. Yapıların boyutları önemli değil, malzemeyi doğru kullanmadıysanız o tehdit hep vardır. Bir de İstanbul'da toplam 1 milyon 600 bin binanın taranması 30 yıldan fazla zaman alır denildi. Biz nüfusun yarısının bulunduğu, zemini kötü alanlardaki ilçelerde bütün binaların taranması işlemini 1.5 yılda tamamlıyoruz. Önce Zeytinburnu başladı, 16 bin 25 bin bina tek tek tarandı, 2 bin 295 bina az riskli bina olarak tespit edildi. Kısmen Bakırköy yapmıştı. ANAP'lı eski Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı Bakırköy'ün bu tespitini yaptırmış, hakkını vermek lazım. Biz Küçükçekmece, Fatih, Zeytinburnu, Bahçelievler, Güngören, Esenler, Avcılar, Bağcılar ve Eyüp'te bütün binaları tarıyoruz.

Kalan yerlerde böyle bir çalışma yapmaya gerek mi yok?

Var ama önce zemin itibariyle daha riskli bölgeleri seçtik ama sonra diğerleri gelecek. Şu anda İstanbul Metropolitan Planlama Merkezi'ndeki çalışma sürecinde bazı alanların kentsel dönüşüme tabi tutulması gerektiğini görüyoruz. Diyoruz ki, 1999 depremi Marmara Bölgesi için bir milat olmalı. Kentsel dönüşüm bir noktada fırsattır, kentin yenilenmesi açısından. Bugünden sonra doğru yapılar yapmak doğru yerleşim alanlarını tercih etmek, bugüne kadar yapılmış olan çarpık riskli yapıları da ekonomik ömürlerini dolduranlar başta olmak üzere risk taşıyanlar ve yenileme bölgeleri başta olmak üzere yeni hummalı bir çalışmaya girilmesi gerekiyor. Bunu yaparken vatandaşın güvenmesi şart, onun geleceğini tehdit etmeyen düzenlemeler gerekiyor.

Tek tek ikna mı etmeniz gerekiyor?

Bunun için bir kentsel dönüşüm yasası düşünüyoruz. Şu anda taslak parlamentoda, tatil sonrası Genel Kurul'a gelecek. Bir bölgede, olması gereken bir kent yerleşim alanı modeli ortaya çıkartacağız. TOKİ ve Kiptaş marifetiyle kendimiz bunu yapacağız. Bu da İstanbul'a örnek olacak.

Bunu ilk nerede uygulayacaksınız?

Zeytinburnu Sümer Mahallesi'nde. Projesi hazır, her şeyi tamam. Eşdeğerlilik esasına göre değerlendirme yapılacak. Biz ilk denemeyi yaptıktan sonra vatandaşın yapısı kendisine birebir yeni yapı vermeyi uygunsa, birebir alacak. Yoksa uzun vadeli borçlanacak veya belki yerinin kıymetine göre daha fazla alacak. Neticede kat karşılığı gibi işleyecek. Bizim belediye olarak para kazanmak gibi bir niyetimiz yok. İkinci adım olarak da gayrimenkul yatırımcılarını, finans çevrelerini buraya çekeceğiz. Onlar yer aradıklarında şu alanlar dönüşüm alanıdır, insanları bunlardır diyeceğiz. Amaç bu insanlarla anlaşarak oranın yenilenmesi olacak. Bunu başardığımızda İstanbul'un her tarafı şantiyeye döner. 10 binlerce konut inşaatını bizim dışımızda büyük yatırımcılar yapar, kent yenilenir. Bu bir şans olarak da kullanılmış olur. Yasayı buna karşı tavır koyanlara yönelik yaptırım gücü almak için istiyoruz. Hiçbir şekilde vatandaşı mağdur edip birilerine rant sağlamak adına değil, deprem riski olmadan yeşil alanları ile eğitim birimleri ile her şeyi ile mükemmel bir kent ortaya çıkarmak için istiyoruz.

Deprem riski İstanbul için fırsata dönebilir mi?

Ben İstanbul'un deprem riskini İstanbul'un yenilenmesi için bir şans olarak görüyorum. Fırsat olarak bunu hep birlikte değerlendirmemiz gerek. Binlerce insanımızın hayatını tehdit eden deprem karşısında hem kenti yenileyip daha modern, kaliteli ve güzel bir kent elde edeceğiz hem de o riskten kurtulacağız. Burada tabii ne kadar erken karar verilirse bu sistem o kadar rahat hayata geçer.

İstanbul'un büyük kısmında yol yapım çalışmaları sürüyor. Ne zaman bitecek bu çalışmalar?

İki yıl sonra insanlar diyecekler ki, ya Başkan İstanbul'un altını üstüne getirdin bundan nasıl kurtuluruz ya da Başkan bu işi biliyor diyecekler. Olmuyor şimdi iki gün önce Sayın Başbakan ile görüşmemde 20 kavşak daha hazır dedim. Bundan iki ay sonra 20 kavşak daha açılacak. Okulların açılmasına bir hafta öncesinde toparlanın, bazı umumi yerleri bitirin dedim. Okul haftasında durup sonra tekrar başlayacaklar. Ama İstanbul 100 bin kişinin yaşadığı bir yer değil ki!

İstanbul'un gerçek nüfusu kaç?

Hiç kimse bilmiyor ki! 14 milyon deyip duruyoruz.

Neden bilmiyoruz? 14 derken sağlam bir veriye dayanamıyor musunuz?

Şöyle düşünüyoruz, son yapılan sayımdan sonra her yıl 300 bin artıyorsa şu kadar yıl geçti bu da bu kadar eder, 12 milyondan 14 milyona çıkmıştır diye varsayıyoruz.

Kamu binalarının güçlendirilmesi için Dünya Bankası'ndan alınacak 500 milyon dolarlık bir krediden bahsediliyordu. Son durum nedir?

Bu konuyla ilgili İstanbul Valiliği ve İl Özel İdaresi bu krediyi aldı kullanıyor. Biz deprem hazırlığı olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak kendi binamızı, kavşaklarımızı güçlendirdik, burada problemimiz yok. Zaman zaman deprem bütçemizin çok az olduğu söylenmekte. Bir müdürlüğün kendi bünyesinin bütçesini bizim deprem bütçesi olarak gösterenler var. Şu anda 2006 bütçemizdeki fon, 221 milyon YTL'dir. Bu bir yıl için çok ciddi bir rakam. 4 yılda bir katrilyon lira yapar. Biz daha fazla ayırıp 17 milyar dolar bulup bütün kenti yenileyerek herkese kredi veremeyiz. O zaman sağlam olan vatandaşlara da bir şey vermek gerek.

Ama afet sonrası arama kurtarma olarak iyiyiz. Avrupa standartlarındayız bunu söyleyebilirim. Geçen hafta 100 bin insana sıcak yemek verecek lojistik merkezimizi kurduk, sadece depremi beklemeyip diğer afetlerde de devreye girecek. 300 bin koli depolama imkanı var. Ama doğru olan afet öncesi alınan tedbirlerdir. Afet sonrası işlemler sadece yaraları sarmaktan ibarettir.

Biraz da aktüel haberlere dönelim. Cevahir Alışveriş Merkezi'nde kendi hissenizin satışı için ilana ne zaman çıkacaksınız?


Satma konusunda ortağımızla prensipte anlaştık. Kendi hissemizi ancak ihale ile satabiliyoruz. İhale çalışmalarını da yapıyoruz.

Fiyat var mı? Uçuk fiyatlar konuşuldu!

O, masada belli olur aslında. Ama 700-750 milyon doların üzerinde verenler olduğunu söyleyebilirim.

Levent'teki İETT arazisinde bundan sonra ne olacak? Dubaililerle ön anlaşma yaptığınız noktada proje kalmıştı.

Biz Dubaililerle İstanbul'da değişik yerlerde gayrimenkul yatırım ortaklığı kurarak yatırım yapmak üzere anlaşma yaptık. Paran ve gücün varsa her şeyi tek başınıza yaparsınız. Ama gücün yok, işsizlik belli bir orana çıkmışsa, yeni istihdam alanları ortaya çıkarmak için kazan-kazan sistemine girmeniz gerekiyor. Dubaililerle partnerlik yapmak için ya nakit koyacaktık ya da gayrimenkulleri ayni sermaye yapacaktık. İETT garajı ilk başlamak istediğimiz noktaydı ama yanlış değerlendirildi. Şimdi bu araziye mahkeme kararıyla değer tespiti yaptırılacak. Değer belirlenince yöntemi ilan edeceğiz. Basında araziye 500 milyon dolar biçenler oldu. Onlara resmi davet gönderip, "Sözünüzün arkasında durun" diyeceğiz. O zaman bu insanların çapını anlayacağız.

O ihaleye sizin Dubaililerle kurduğunuz GYO da girecek mi?

Girebilir, kim daha fazla para verirse o alır. Bu konuda bir arazinin kendi değerlendirilmesi, bir de proje boyutu var. Önce arazinin değerlendirilmesi konusunu çözeceğiz. İhaleyi açık yaparız, gizli olmaz. Bana yatırımlar için para lazım, ulaşım için para lazım.

Ne kadar paraya ihtiyacınız var? 500 milyon dolar yetecek mi?

Mesela ulaşım diyorsunuz, 10 milyar doları bulsam, 500 km metroyu tamamlamak için. 50 yerden başlarım, vagon fabrikalarının hepsini bana çalışın diye kapatırım. Suudi Kralı imar izni istemedi ama verilmeli

Suudi Kral'ın Sevda Tepesi imara açılmazsa kendisine başka bir yer gösterilmesi konusunda bir talebi oldu mu?

Rahmetli Özal zamanında kendileri davet edilerek, görüşmeler yapılmış. Onlar da konut yapmak üzere satın almışlar. Kral ailesinden birileri İstanbul'da yaşarsa arkasından diğerleri de gelir, bu da Türkiye turizmi için iyi olur diye düşünülmüş. Bir vatandaş olarak söyleyebilirim ki, devlette devamlılık esası vardır, bunun korunması lazımdır. Sonuçta mülkiyet hakkıdır. Şahsen imara açın diye talep gelmedi. Ama ben yasal sorun yoksa verilmesi taraftarıyım. 'Merkez'in taşınması doğru bir karardır.

Vizyonu ne o zaman İstanbul'un. Finans şehri mi, turizm şehri olmak mı, nedir?

İstanbul'un aslında bir vizyonu var. Bölgenin merkezi olabilecek güce sahip. Ağır sanayinin kalkması lazım. Lojistiğin başka bölgelere taşınması şart.

Finans, kongre, moda ve fuarlar kenti olmalı. Şu anda Avrupa'daki fuar alanları kanıksandığı için önümüzdeki 20 yıl içinde Moskova ve İstanbul'dan bahsediliyor. Dünyanın sayılı büyük şirketlerinin yönetim ve bölge merkezinin olduğu bir kent ağırlıklı hedeflerimiz. Bu nedenle Merkez Bankası'nın gelmesi yanlış değil, illaki hükümetin olduğu yerde olması gerekmiyor.

Kelkit'teki organik tarım göçe çözümde örnek oldu

Şehre göçün durdurulması için geliştirilen organik tarım projesine gelelim. 6 ilde 5 yıl süreyle uygulanması için ön anlaşma yapılmıştı. Sonuç alınabildi mi?

Dünyada bu işin yıllık hacmi 35 milyar dolar. Biz burada bu pazarın tüketim ayağını oluşturmak için adım attık. Dünya Çevre Ödülü alması gereken bir proje. Göçü önleme adına bir sosyal proje. 5 yıl alım garantili mukavele yaptığımız köylüler var. Şu anda bin ton ihracat anlaşmamız var. Sistem yeni oturuyor. Aydın Doğan'ın organik tarım yaptığı Kelkit hiç göç vermediğine göre bu iyi bir projedir.

Kadir Topbaş Kimdir
Kadir Topbaş, 1945'te Artvin'nin Yusufeli ilçesinde doğdu. Ortaöğrenimine Işık Lisesi'nde başlayıp İHL’de tamamladı. 1972'de M.Ü. İlahiyat Fakültesi’nden, 1974'te Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi ve Arkeoloji Bölümü’nde doktora yaptı, uzun yıllar serbest mimar olarak çalıştı. 1994-1998 arasında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanlığını yaptı. Kültür Bakanlığı İstanbul Bir Numaralı Kültür Varlıkları Koruma ve Anıtlar Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürüttü. Aile şirketlerinin yönetiminde bulundu. 1999'da Beyoğlu Belediye Başkanlığı’na seçildi. 28 Mart 2004'teki yerel seçimlerde AK Parti'den aday oldu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na seçildi. Tarih ve Çevre Vakfı Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Üyesi olan Topbaş, evli ve üç çocuk babası.

Yazan: Selma Şenol

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.